İstanbul'un karanlık sokaklarında işlenen bir cinayetle başlayan bu amansız av, sıradan bir polisiye olmanın çok ötesine geçiyor. Yoğurtçu Parkı'nda bulunan kurbanın avucundaki şifreli not: "Rüya görenler, uyanınca en çok gerçeği özler."

Bu mesaj, Başkomiser İhsan Aksoy ve idealist yardımcısı Zeynep'i, İstanbul'un en kirli sırlarının gömülü olduğu bir labirente sürükler. Katil sadece öldürmüyor; bir manifesto bırakıyor, bir ders veriyordu. Her yeni kurban, 2005 yılında çöken bir inşaatın ve üç işçinin ölümünün üstünün örtülmesine uzanan bir ipucuydu.

Ancak soruşturma derinleştikçe, düşmanın polisin en tepesinde, en güvenilen isimlerden biri olduğu ortaya çıkar. "Karanlıkta Dans Eden" lakaplı bu güç, şehrin medyasına, hukukuna ve siyasetine nüfuz etmiş, her yeri sarmıştır. İhsan ve Zeynep, sadece bir katili değil, kendi vicdanlarının gölgeleriyle de yüzleşmek zorunda kalacaklardır.

Adalet kimin elinde? Gerçeği gömenler mi, yoksa onu kanla ortaya çıkaranlar mı? İstanbul'un gölgelerinde, her adımı sizi şaşırtacak ve sarsacak, soluksuz okunacak bir gerilim. (Yaklaşık 85.000 kelime)