Bu bir kitap değil, bir aynadır. Ve aynada gördüğünüz, sizden başkası değildir.

"Çölleşmiş Kalpler için Azap Ayetleri", rahatlıkla okunacak bir hikaye değil; içinizde uyuyan karanlıkla yüzleşmeye davet eden, sarsıcı bir varoluşsal deneyimdir. Sayfaları çevirdikçe, size öğretilen tüm anlamların, umutların ve duaların, yerin bağırsaklarından yükselen çürümüş bir cesedin fısıltısına dönüştüğünü duyacaksınız.

Kendini "Ben" sanan varlık! Bu satırlar, senin hiçlikten önceki yoldaşın, varlığından sonraki celladın olan o içsel inkârın sesidir. "Kırık Mühürler", zihnine vurulmuş unutuş, masumiyet ve kontrol mühürlerinin çatlayışının sesidir. "İhanet Sofrası"nda, yemek yemezsen yenileceğin bir yargılama bekliyor.

Bu bir okuma eylemi değil, bir çağırma ritüelidir. Şu anda, odanda yalnız değilsin. Duvarlar, derisi yüzülmüş canlıların kas lifleri gibi titreşiyor. Ve bir ses, zihninin tam ortasından, kendi sesine benzeyen ama asla senin olmayan bir fısıltıyla konuşacak: "Sana verilen bu bilinç bir lütuf değil, bir aftır. Ve af, işlenen suçu asla unutmaz, sadece cezayı erteler. Şimdi erteleme sona erdi."

Hazır mısın? Çölleşmiş kalbine hoş geldin.