Yolum Düştü Hapishaneye

ebook

By Süleyman Çetinoğlu

cover image of Yolum Düştü Hapishaneye

Sign up to save your library

With an OverDrive account, you can save your favorite libraries for at-a-glance information about availability. Find out more about OverDrive accounts.

   Not today

Find this title in Libby, the library reading app by OverDrive.

Download Libby on the App Store Download Libby on Google Play

Search for a digital library with this title

Title found at these libraries:

Library Name Distance
Loading...

"Günler birer damlaya dönüştü. Her gün tek damla gibi. Hiçbir şey birikmiyor. Bir yıl ancak yarım bardak ediyor." diyor 1977 yılında Elias Canetti. Başlangıçta ben de öyle zannediyordum cezaevinde. Ancak öyle olmuyormuş meğer. Yaza yaza işte elinizdeki bu kitapla birlikte birkaç tane daha kitap oluştu cezaevinde.

Ümidin kaynağı inançtır. İnancın mahalli de kalp. Hırsızlar insanın kalbini çalamaz. Kalpte mekân tutmuş olan inancı da çalamaz. İnancın kaynaklık ettiği ümidi hiç çalamaz.

"Hayatımı ve zamanımı çalamadıklarının en büyük kanıtı" diyordu Silivri zindanlarında kaleme aldığı "Dünyayı Bir Daha Hiç Görmeyeceğim" kitabında Ahmet Altan. O'nun ifadesiyle hapis; "Hayatımı ve zamanımı kurtarabildiğimi, yaşayabildiğimi, yazı yazarak zamana sahip çıkabildiğimi gösterdi bana. Bu, kolayca tahmin edilemeyecek kadar büyük bir zafer duygusu yaratıyor. Öylesine güçlü bir duygu ki bu, insana hapiste olduğunu unutturuyor."

Kader bir yere kadar, derler. Ancak öyle değil. Kader her yerde kader, biz de onun için iman ediyoruz ona. Nazan Bekiroğlu'nun ifadesiyle yazıya düşen hiçbir şey ateşini olduğu gibi yansıtmıyor. Her şey yazıya dönüşürken munisleşiyor. Hiçbir alfabede 'z' den sonra bir harf yok çünkü. Bu rezaletin kelimeler karargâhında yeri yok. Yaşadıklarımız, tartısı dünya terazisine sığmayan yaralar. Halli mahşer gününe kalmış hesaplar olsa da izi kalıyor hepsinin. Ancak neticede sadece birer iz değiller. Derinlere işlemiş bu izlere ulaşıp, onları çabucak silebilmek kolay olmuyor. Bu yüzden, sair zamanlarda belki okumak dahi istemeyeceğim bu şiirleri nasıl yazabildiğime ben bile şaşıyorum. Demek ki insanın hangi yönü kuvvetliyse o kadarmış.

Elinizdeki şiirler kumsalların kum taneciklerinden biri, mini minnacık biri gibi. Yeryüzünde gözle görülmez bir zerresi gibi. Şiirlerimde kimi zaman dilimin, kimi zaman da kelime hazinemin kifayetsiz kalışı yüzünden gereğince yazamadığım ifadeleri başkalarına söyletirim. Şiirlerimde bu tür söylemlere rastlayacaksınız. Olgun bir okuyucu çoğu kez başkasının yazdıklarından şairin düşünemediği güzellikleri bulur, okuduklarına daha zengin anlamlar ve renkler kazandırabilir. Şiir birlikte soluk alıp, birlikte soluk verme durumu. Okudukça şairlerin ve yaşantılarının ruhsal yıkıntılarını tasavvur etme işi de siz okuyuculara kalmakta. Elleriniz sayfanın birini kapatıp, diğer birini açarken siz hâlâ bazı dizelerin atmosferinden kopamayacağınıza inanıyorum.

Montaigne, Denemeler'inde, "Göklerin altındaki her şey, aynı yasanın ve aynı yazgının buyruğundadır." diyor. Ben de kaybettiğim şefkati bula bula O'nda (cc) buluyorum....

Yolum Düştü Hapishaneye