Dilin başladığı ilk zamanlardan beri, insanlar hikâyeler anlattı; bir ateşin etrafında, bir mabedin gölgesinde, bazen sadece kalpten kalbe fısıldayarak...

Kimi düşlerle örülüydü bu anlatılar, kimi hakikatin ağır sessizliğini taşırdı.

Ama hepsinin içinde bir ortak öz vardı: İnsan olmanın ne demek olduğunu anlamaya dair derin bir arayış.

Kadim Bilgelik Serisi, işte tam da bu arayıştan doğdu. Yüksek sesle haykırmak için değil, sessizce bir şey sunmak için...

Geçmişi elimize usulca alıp şöyle sorabilmek için: "Bugün hâlâ bize ne söylüyor?"

Bu kitap, o yolculuğun ilk adımı. Düşler ve Hakikat, şiiri öyküyle, hafızayı efsaneyle dokuyor ve okuyucudan sadece bakmasını değil, hissetmesini istiyor.

Bu kitap, açıklanacak bir metinden çok, karşısına oturulacak bir ayna...

Sayfalarında hayal ile gerçeğin arasında dolaşırız, sorularla cevapların arasında değil belki ama sorularla cevapları doğuran sessizlik arasında...

Burada çizgiler keskin değil... Bir şiir düşünceye dönüşebilir; bir öykü sessizliğe bırakabilir kendini.

Ama tüm bu anlatıların derinliklerinde akan sabit bir ırmak var:

Bilgelik sahip olunacak bir şey değil, bir varoluş hâlidir. Sevgiyle, merhametle,

duruşla ve cesaretle kendini gösterir.

Ve çoğu zaman da yüksek sözlerden ziyade, küçük ama ışıklı anlarla konuşur.

Bu seri sana cevaplar vaat etmese de yoldaşlık teklif ediyor; zamanlar arasında,

kültürler arasında ve insanın içindeki o sessiz özlem boyunca...

Bu, bir davet olsun sana. Sadece okumaya değil, durup dinlemeye...

Öğrenmeye değil, hatırlamaya... Eğer bu sayfalarda yer alan tek bir hikâye bile

hayatına biraz daha yumuşak bakmanı sağlarsa ya da bir başkasını daha derin dinlemene vesile olursa bu kitap amacına ulaşmış demektir.

Tevazu ve özenle size bir başlangıç... İyi yolculuklar!

Hülya Kaplan