Sign up to save your library
With an OverDrive account, you can save your favorite libraries for at-a-glance information about availability. Find out more about OverDrive accounts.
Find this title in Libby, the library reading app by OverDrive.

Search for a digital library with this title
Title found at these libraries:
Library Name | Distance |
---|---|
Loading... |
Hâlâ duyduklarıma inanamıyordum. Olanlar gerçek değil, şaka gibi geliyordu. Gerçekten de bu yaşıma kadar, binlerce kişinin ölümünden sorumlu terör liderlerinin dahi idam edilmediğine tanık olmuştum. Allah için kafa kesenler dahil, en ağır suçları işleyenler bile bir süre sonra serbest kalıyordu. İçim kuşkuyla dolu olduğu için,
–İdamımı isteyen mahkeme kararını görebilir miyim? diye sordum.
Diyanet müdürünün elime tutuşturduğu kâğıtta şunlar yazıyordu:
"Emperyalist Devletler adına mahkeme, Gürkan Okumuş'un idamına karar vermiştir. Bir psikiyatrist olarak Gürkan Okumuş, bugüne kadar onlarca cinayete, onlarca hasta yakınının intiharına neden olup, yüzlerce genç kıza tecavüz etmiştir. Haşhaşi lideri gibi müritlerini uyuşturucuya alıştırarak terörist yetiştirmiş, ayrıca seçmece kızlardan kendine harem kurmuştur. Toplanan deliller sanığın suçlarını kanıtlar niteliktedir. Yapılan incelemelerin sonucunda Gürkan Okumuş'un bir psikiyatristten çok Haşhaşi lideri gibi terör amaçlı çalıştığı, gözü kanlı mürit yetiştirdiği anlaşılmıştır. Etkisi altına aldığı yirmi genci, farklı ülkelerde canlı bomba olarak kullanmış, çok sayıda cana, mala zarar vermiştir. Söz konusu bombalı saldırılarda binlerce sivilin hayatını kaybettiği konusu da tespiti yapılan suçlar arasındadır. Bu suçların karşılığı olan idam cezası aşağıdaki gün ve saatte A hapishanesinde gerçekleştirilecektir."
Şaka amacıyla yazılmadıysa, resmi yazışmalara uymayan böyle bir karar metninin ne anlamı olabilirdi ki? Diyanet Müdürü, hâlâ istifini bozmamış, rolünü büyük bir ciddiyet içinde oynamaya devam ediyordu. Sapık profesörün suçlarına dair yazılanları okur okumaz, bir kez daha yaşadıklarımın şaka olduğunu düşünüp, gülerek karara itiraz ettim. Her şeyden önce tıp mezunu değildim; bir okulun bodrum katında, dinci okul müdürüne rağmen rehber öğretmen olarak görev yapıyordum. Ayrıca Emperyalist Devletler Mahkemesi diye bir mahkeme kesinlikle yoktu. Şaka yapıldığı kesindi ama içimdeki acı artıyor, geçmek bilmiyordu. Kim bu şakayı yapıyorsa eşek şakası bile bu şakanın yanında hafif kalırdı.
Bütün itirazlarımı dinledikten sonra diyanet Müdürü,
–Elbette 'emperyalizmin mahkemesi' diye bir mahkeme yok, dedi. Ama sen neyi görmek istiyorsan onu görüyorsun kardeşim... Hastasın çünkü, sanrılar içinde yaşıyorsun.
Bu sözler üzerine, görmemde sorun olmadığını, gerçek neyse onu görüp okuduğumu...