Sign up to save your library
With an OverDrive account, you can save your favorite libraries for at-a-glance information about availability. Find out more about OverDrive accounts.
Find this title in Libby, the library reading app by OverDrive.

Search for a digital library with this title
Title found at these libraries:
Library Name | Distance |
---|---|
Loading... |
12 Ağustos 2016 tarihinde gözaltına alındım ve akabinde Bankasya da hesabım bulunduğu, birkaç genç memurla Kur'an sohbetleri yaptığım gerekçeleriyle tutuklanıp hapse konuldum.
Hapse girdiğimde otuz sekiz yaşındaydım ve bu yaşıma kadar bir kez olsun karakola dahi düşmemiş, bir trafik kuralı ihlalinde bulunmamış, herhangi bir şikâyet dilekçesinde ismim geçmemişti. Böylesine sicili temiz biri olarak yolsuzluk yapmış, kalpazanlık etmiş, casusluk ve devletin gizli kalması gereken bilgilerini dış güçlerin ajanlarına para ve menfaat karşılığı satmış, yalancı, katil, pespaye kimselerin tuzağı ve iftirasıyla silahlı terör örgütüne üye olma ithamına maruz kaldım.
Olağanüstü Hal koşullarında, hapishanede çok zor günler geçirirken, Tayyip ve adamları durmuyor, her gün yeni yasaklarla kurdukları cendereyi çalıştırıyorlardı. Bir gün telefon hakkımız kısılıyor, bir gün açık ve kapalı görüş günlerimiz azalıyor, başka bir gün eğitim ve faaliyet haklarımız elimizden alınıyordu.
Hapishane bir yönüyle de mahrumiyettir. Pek çok ihtiyaca ulaşmak mümkün değildir. Bir temiz döşek, bir yumuşak yastık, bir çatal ve kaşık, hijyenik bir lavabo, yerine göre sıcak ve yerine göre serin bir hava, temizlik için, içmek için yeterince su, yeterince gıda vesaire. Hasılı bedeni ihtiyaçların pek çoğundan ıraksın. Bir de ruhun, gönlün ihtiyaçları var. Dostlarla bir araya gelip sohbet ve muhabbet etmek bunlardandır.
Dışarıyla en küçük bir bilgi alışverişinde bulunmamız zaten mümkün değildi. Hapishane içinde, avludan avluya bir not, bir pusula atmamız, birbirimize moral verecek üç beş teselli sözcüğü etmemiz dahi kanunsuzluğun, zorbalığın ve zalimliğin kitabını yazmakta olan hükümet ve başındaki politikacıları müthiş rahatsız ediyordu. "F..öcüler hapiste dahi iletişimlerini kesmiyor" türü gazete haberleri de yaptırarak çok zor, iptidai ve kısıtlı bir şeklide sürmekte olan iletişim ve haberleşmemiz önüne başka bariyerler koymanın bahanelerini üretiyorlardı. Nihayet yedi metre derinlikteki küçük havalandırmaların üzerini tellerle kapattılar.
Avludan avluya attığımız notlar ve küçük mektuplarımızın adreslerine ulaşması pek güç olmaya başladı. Tellerden geçirmek pek güçtü ve onda biri ancak yerine ulaşıyordu. Delikli tellere çarpıp başka yanlara gidiyor, jiletli tellere takılıyor, bazıları da çatılara düşüp kalıyordu. Zaman zaman temizliğe çıkan gardiyanlar bu notları toplayıp -müellifini saptadıklarını- cezaevi idaresine, idare de gerek görürse savcılara teslim ediyordu.
Hiçbir suç unsuru taşımadığı halde ve yalnızca motivasyon sağladığı, moral verdiği gerekçesiyle pek çok arkadaşımızın mektup ve notlarından ötürü soruşturmalar geçirdiği, cezalar aldığı bir vakıadır.
Bunu bildiğimiz için bizlere bir soluk aldıran mektupları yazarken her kelime, her terkip, her metafor, her mecaz, yorum ve tahlil üzerine kılı kırk yarar bir hassasiyetle değerlendirip, kırk düşünüp bir kâğıda geçiriyorduk.
Tayyip'in cenderesinden, hepimiz değilsek de büyük çoğunluğumuz, -hamdolsun- sağlam çıkmayı başardı. Bu başta imanımız sonra da sayıları bir elin parmaklarını geçmeyen hakiki akraba ve dostlarımızın verdiği destek ve moral sayesinde oldu. Mektuplar bu desteğin vasıtası ve vesikalarıdır. Bu bakımdan çok kıymetlidirler.
Tayyip ve barbar taraftarlarının bize ettiğinin yazılı belgeleri olan bu mektupların bir kısmı dışarıda olup, hükümetin ve aklını makarnaya sos yapıp yemiş, vicdanı çürük dincilerin baskılarına maruz kalmış yakınlarımın, bir kısmı benimle hapishane arkadaşlarımın, bir kısmı da diğer şehir hapishanelerinin tutsağı dostlarımındır.
Tarihte eşine çok az rastlanacak ve dehşetli bir sürecin pek mühim belgelerinden sayılan bu mektupların bir kısmını tarihe kayıt düşmek adına...