Elinizde tuttuğunuz bu kitap, farklı vadilerden akan nice ırmağın aynı denize dökülüşüdür. Zamanın ve mekânın ötesinden süzülüp gelen bu kıssalar, aslında hepimizin ortak lisanıdır; kalbin kalp ile tanış olduğu o kadim dil.

On yedi yıllık bir sabrın, bir arayışın ve biriktirişin mahsulüdür bu sayfalar. Vaktiyle başka iklimlerde filizlenmiş nice hikâye tohumunu, kendi toprağımızın suyuyla yeniden yeşertme, gönül destgâhımda bizim rengimizle yeniden dokuma gayretidir. Her bir anlatının ardından, o kıssanın kalbime düşürdüğü kıvılcımı, okurun ruhunda da bir meşaleye dönüştürme umuduyla kendi tefekkürlerimi paylaştım.

Nihayetinde bu çaba, fani bir ömrün ardından geride kalacak bir sadaka-i câriye, susayan ruhların uğrayacağı bir hayrat çeşmesi olması niyazıdır. Zira kalbe dokunan bir mana, paylaşıldıkça bereketlenir ve sahibini de ardında kalanları da ebediyen aydınlatır.