Kur'an-ı Kerim'i Nasıl Okumalı

ebook

By Davut Aydüz

cover image of Kur'an-ı Kerim'i Nasıl Okumalı

Sign up to save your library

With an OverDrive account, you can save your favorite libraries for at-a-glance information about availability. Find out more about OverDrive accounts.

   Not today
Libby_app_icon.svg

Find this title in Libby, the library reading app by OverDrive.

app-store-button-en.svg play-store-badge-en.svg
LibbyDevices.png

Search for a digital library with this title

Title found at these libraries:

Loading...

İlk inen âyeti "Yaradan Rabbinin adıyla oku!" emriyle başlayan Kur'ân-ı Kerim; okunması, anlaşılması ve muhtevasına göre yaşanması için indirilmiştir. Onun için Müslümanların, kendilerine, Allah'tan bir armağan olarak kabul ettikleri Kur'ân'ı yeterince okumamaları, okuyanların da onu tam mânâsıyla anlamamaları, anlayanların da onunla gerektiği şekilde amel etmemeleri, onun hükümlerini hayatlarına tatbik etmemeleri Kur'an'a karşı sorumsuzluk ve ihmaldir. Bu ihmaller içinde 'Kutsal kitabımız', 'mübarek kitabımız' deyip, öpüp başa koyma ya da onu yüzeysel okuma veya okutma, Kur'ân'a karşı gösterilmesi gereken sorumluluk açısından yeterli değildir.
Günümüzde de olduğu gibi asırlar var ki, Müslümanlar, Kur'ân'ı, anlamak, düşünmek ve hayatlarına uygulamak için değil de teberrüken (berekete vesîle olsun diye) okumaya, teberrüken ezberlemeye yöneldiler. Kitab-ı Mübin'i sadece sevap için terennüm eder oldular. Onu, ölülerin ardından okunan bir dua kitabı, bir mukâbele kitabı haline getirdiler. Müslümanlar, Kur'ân'ı dar kalıplara hapsettiklerindendir ki o yüce kitap, yaşayan insanlara hitap etmeyen, güncel problemlere çözüm getirmeyen, sadece kabirdekilere hitap eden bir kitap gibi algılanmaya başlandı.
Gelinen bu noktada günümüz Müslümanları, Kur'ân'ı yeniden hayatın içine sokmadıkça, onu bir "hayat rehberi" olarak kabul edip anlamak ve uygulamak için okumaya yönelmedikçe ve hayatlarını Kur'ân'ın ölümsüz ilkeleri doğrultusunda yeniden düzenleyip "hayat tarzı" haline getirmedikçe, içinde bulundukları kaoslardan, bunalım ve sıkıntılardan kurtulmaları mümkün olmayacaktır.
Kur'ân ehli bir Müslüman, Kur'ân'ı diğer kitapları okuduğu gibi okumaz. Onu özel ve hususî bir şekilde okur, yani "tilâvet" eder. Yine o, Kur'ân'ı kendisine değil de kendisini Kur'ân'a uydurabilmek için Allah adına, O'nun rızasını kazanmak için şeytanî vesveselerden Allah'a sığınarak, gönlünü her türlü dünyevî ilgi ve alâkadan, beynini de her türlü önyargıdan arındırıp bütün gönlüyle yalnız Allah'a yönelerek tertemiz bir kalple Kur'ân okur.
Kur'ân'ın nasıl okunup anlaşılacağına dair, geçmişten günümüze pek çok ilim adamı nice değerli eserler telif etmişlerdir. Bu konuda müstakil eserler yazanların yanısıra eserlerinde bu konuya bölüm ayıranlar da olmuştur.
Biz de bu çalışmamızda Kur'ân'ın gereği gibi okunmasına, mânâsının anlaşılmasına ve hayata tatbik edilmesine dair hususları derli toplu bir şekilde ele almayı hedefledik. Bu eser, akademik bir iddia taşımamaktadır. Kitabın esas gayesi okuyucuya; Kur'ân'ı nasıl okuması gerektiği konusunda ve daha iyi yararlanma noktasında pratik, tecrübî bilgiler, yöntem ve tavsiyeler sunmaktır.
Bu çalışmada, Kur'ân'sız Müslüman ve İslam Âlemi'nin olamayacağını, ondan istifadenin ancak anlayarak okuyup öğrendiğini yaşamakla mümkün olabileceğini anlatmaya çalışacağız. Kur'an'ı anlama ve yaşama düşüncesi olmadan sırf sevap kazanmak ve onu da ölülere göndermenin; ücret mukabili okuyup sevabını satmanın, böylece Kur'an'ı bir ölüler kitabı yapmanın doğru olmadığını söyleyerek bir Müslüman olarak "Emr-i bi'l- ma'ruf nehy-i ani'l- münkeri" (iyiliği emredip, kötülüğü yasaklama) görev ve sorumluluğumuzu, bu yolla yerine getirmeye çalışacağız. Çünkü Müslümanları, öncelikle Kur'ân'ı okumaları, anlamaları ve daha sonra da yaşamaları gerektiği konusunda iknâ etmeli, sonra da bunun nasıl yapılabileceği konusunda metotlar göstermeli ve kolaylaştırıcı teklifler getirmeliyiz. Bu çalışmamızda bunu yapmaya gayret edeceğiz.
Allah'tan dileğimiz: Bizleri, Kur'ân'ı hakkıyla okuyan, Rabbimizin sevdiği ve râzı olduğu şekilde anlayan, anladıklarını hayatında tatbîk eden, daha sonra da muhtaç gönüllere ihlâs ve samîmiyetle anlatan kullarından...

Kur'an-ı Kerim'i Nasıl Okumalı